|
||
![]() |
BİZİ ALDATAN BİZDEN DEĞİLDİR. | |
Murat GÜLŞAN | ||
muratgulsan@medyavatan.com | ||
Ne güzel demiş rahmet peygamberi, “Ben ancak güzel ahlakı tamamlamaya geldim” ve “Bizi aldatan bizden değildir” diye. Peki aldatan bizden değilse kimden? Ve biz kimiz? Peygamber efendimiz konuyu mükemmel bir şekilde özetlemiş, olayı bu sözleriyle adeta mühürlemiştir. Biz kimiz öncelikle onu yazalım. Biz dediği rahmetullahın temsil makamı, yer yüzünde eşrefi mahluk olan, Allah’ın bana dön dediği, rahmani insan olarak görmek istediği onun emir ve yasaklarına uyan, aldatmayan, kandırmayan, ahlaklı İnsan, yani Müslüman içinde Mümin kullardır, rahmanilerdir. Peygamber efendimizin yolunu, izini takip eden aldatmayan, kandırmayan demek ki ondanmış. Peki bizden olmayan dediği karşı taraf kimdir. Şeytanilerdir. Bakınız Fâtır suresi 5. Ayetine “Ey insanlar! Allah’ın verdiği söz gerçektir. Dünya hayatı sakın sizi aldatmasın, o aldatma ustası da Allah hakkında sizi kandırmasın.” Ayetin güzelliğine bakar’ mısınız? O aldatma ustası da Allah hakkında sizi aldatmasın. Kim o usta kıyamete kadar mühlet almış kovulmuş şeytan. Şimdi konu netleşiyor aldatanlar, kandıranlar kimin uşağı, kimin emri altında, kime teslim olmuş, tabi ki kovulmuş şeytana. Cenabı hak, Kuran-ı kerim de “Asr” suresinde İnsanlar hüsrandadır diyor. Ancak iman edenler, Salih amel işleyenler, birbirine hakkı tavsiye edenler ve sabredenler müstesna diyor. Şimdi de hüsranda olanları yazacağız nasıl bir aldatmaca içindeyiz görelim bakalım. Marketlerdeki çılgınca alışverişlerde hiç’ te hesaba katmadığımız, sadece fiyatına baktığımız ürünlerde inanılmaz derece hileler yapılarak aldatılıyoruz, kandırılıyoruz. Hatta bu marka bu yapmaz dediğimizde de aldatılıyoruz maalesef. Örnek verecek olursak, arılara glikoz şurubu yedirerek bal üretmek, dana etine, tavuk eti karıştırmak, peynir ve tereyağına bitkisel yağ karıştırmak, kırmızı ete soya eti karıştırarak kıyma elde etmek, Antepfıstığı tozuna bezelye tozu karıştırmak, süte su katmak ve natürel sızma zeytinyağına ay çiçek yağı, mısırözü yağı, soya yağı, pamuk yağı ya da fındık yağı gibi farklı bitkisel yağlar ilave ederek elde edilen karışımı “zeytinyağı” adı altında satmak gibi eylemler tüketiciyi aldatmaya yönelik hileli eylemler sınıfına girmektedir. Piyasada bozuk, günü geçmiş peynirlerin, eritme makinesi ile eritme peynirine dönüştürüldüğünü bizzat şahit olan arkadaşım anlatmıştı. Bunlar gıdadaki aldatmalar bir de pazaryerlerinde esnafın aldatmacasını söyleyeyim size. Geçenlerde pazardayım, domates alacağım fiyat ve birazda sert domates arıyorum tezgâh, tezgâh gezerken en sonunda karşıdaki tezgâha gözüm takıldı. Etikette 3 lira yazıyor. Pazarda domatesin kralını bulmuştum her yerde 5 lirayken orada 3 lira, hem de tam istediğim gibi ver kardeşim 3 kilo dedim adam poşetlerken bende parasın hazırladım. Adam domatesleri uzattı bende 10 lira uzattım kendisine. Adam bi paraya baktı bir de bana abi 18 lira yapıyor 3 kilosu demez mi? Ben kilosu 3 lira değil mi kardeşim? Dedim. O esnada emin olmak için etikete yine baktım evet 3 lira yazıyor. Adam abi yarım kilosu 3 lira etikete bakabilirsin dedi. Bir daha baktım 3 rakamının yan kısmına yukardan aşağıya küçücük yarım yazılmış sadece. Yani kilosu aslında 6 lira, o 3 lira yarım kilosuymuş insanlar anlamasın, tangoya düşsün diye aldatma usulüyle adam zabıtanın bizzat denetlediği pazarda satış yapıyor. Bozuntuya vermedim 18 lirayı ödedim, yani aldatılmıştım. İşte biz aldatılıyorsak, yaşlı teyzeler, amcalar, dedeler nasıl aldatılmasın. Hemen pazardan zabıta merkezine gittim durumu yetkililere söyledim, sanki suç işlemişim gibi yüzüme baktılar hepsinin suratı düştü verdikleri cevapta şuydu. “Tamam birader arkadaşlar ilgilenirler.” Bir de pazaryeri etiketlerinde ikinci aldatma var. Etikette kocaman rakamla 2 yazıyor ama küçücük kenar kısmında 99 var onu dikkatle bakarsan görebiliyorsun. Yani ürün 2 lira değil aslında 3 lira. Bu da aldatmanın, kandırmanın başka bir yolu. Uydu kanallarında yayın yapan televizyon kanallarında aylarca 5 kavanoz bal alana cep telefonu hediye verildi. Bunların fiyatı 100 liraydı. Binlerce insanımız göz göre göre aldılar. Bir de din ile kandıranlar var ki sormayın. Hani hatırlarsınız “Yanmaz kefen” internet kanalında pazarlanarak satılan yanmayan kefeni satan hocamız, o kefenlerin, kişiyi kabir azabından koruduğunu, hatta sorgu meleklerinin sorularına rahat cevap vermelerini sağladığını ileri sürmüştü. Yine başka kandırma metodu ise, hocalarımızdan din adamlarımızdan, “Nal-ı Şerif” denilen bir terlik. 130 liraya satılan bu terlikleri giyenlerin evinin bereketli olacağını, evlerinin yanmayacağını, evin içerisindeki eşyaların çalınmayacağını, rüyalarında da Hz. Muhammed'i göreceklerini ileri sürüyor. Aldatmaya en açık müsait maalesef ki dinimiz. Yine size bir örnek. Bir din adamı hocamız, Mevlid Gecesi dağıtılmak üzere hazırlattığı Sâc-ı Șerif (Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem'in saç-ı şerifinin yıkandığı su) sularının paketleme işlemine bizzat katılarak Mevlîd okur ve satışa sunulur.” Söz konusu fotoğraflar sosyal medyada büyük eleştiri konusu olurken Hz. Muhammed’in adı kullanılarak din istismarı yapılmıştır. Murad-ı Hayal (Davanın Neferi) Romanımda da benzer konu geçmişti romandaki Mustafa amca ile yaptığım o konuşmayı yazıyorum lütfen iyice idrak ederek okuyunuz. Esselamun aleykum, diyerek bir yaşlı aksakallı bey amca, müsaade isteyerek oturmak istedi masama. Bu arada nefis çaylarımız gelmişti, amcanın tabağında limon gözümden kaçmadı. Belli ki buraya devamlı gelenlerden. Anlatırken ne cemaat ne şahıs ismi vermiyor ama dinlemek istediklerimi anlatıyordu adeta. Bu arada cep telefonunu sessize aldı herhalde yâda bir şeye baktı, bende hemen aklıma geldi bu güzel muhabbet yarıda kesilmesin diye telefonu uçuş moduna aldım. Çaylarımızda gelmişti yine tabağın kenarında dilimli küçük limon parçası. _Evlat dedi, kimi başlar rüyasını anlatmaya kimi yaşadığı garip olayı, işte o kişi için istenilen tüm malzemeler geliyordu bir bir ona ve anlatılanlar üzerinden ayetlerden, hadislerden karşı tarafın duymak istedikleri hoş sözleri mana yükleyerek onları överek başlar anlatmaya. Karşısındaki kişi dinlemekten mest olur adeta, teslim olurcasına iyiden iyiye kendini kaptırır kendinden bir şeyler bulur anlattığı hocasından. Diyerek anlatmaya devam etti. Vedalaşırken şu okkalı cümleler döküldü dudaklarından Neden biz bu hallerdeyiz diye düşünecek olursak, bir daha, bir daha düşünelim. Bu yazımız akıllarımızdan çıkmasın. Yazımızı şöyle noktalayabiliriz. Alış-verişte aldatıldığından şikayetçi olan kişiler, önce alış-veriş yaptıkları insanlara "İslâm'da aldatma yoktur" ihtarında bulunabilirler. Aldatmak ihanettir. Müslümanı aldatmak, iyi Müslüman olmayanların işidir. Allah bizi doğru yoldan ve doğrulardan ayırmasın. Saygı ve sevgilerimle.
|
||
Etiketler: BİZİ, ALDATAN, BİZDEN, DEĞİLDİR., |
|